“`html
Antarktika’nın Gizemli Yüzeyleri, Bilim Dünyasını Şaşırtıyor
Yeryüzünün en soğuk ve en izole kıtası olan Antarktika, zorlu iklim koşulları ve içinde taşımış olduğu sırları ile bilim insanlarının ilgisini çekmeye devam ediyor. Kıtanın 34 milyon yıl boyunca kalın bir buz tabakasıyla kaplı olduğu ve dünya tatlı su rezervlerinin yaklaşık %70’ini sakladığı bilinmekte.
Ancak Antarktika sadece bir donmuş çöl değil; altında gizlenmiş dağlar, vadiler, gömülü nehir sistemleri ve bilinmeyen sinyallerle dolu bir alan barındırıyor!
BUZUN ALTINDAN YENİ KEŞİFLER GALİP GELİYOR
Son zamanlarda yayımlanan iki önemli araştırma, bu kıtanın altında yüzyıllar boyunca gizli kalmış jeolojik yapılarla günümüzdeki buz hareketlerinin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gün yüzüne çıkardı.
Durham Üniversitesi’nden uluslararası bir araştırma ekibi, Doğu Antarktika’nın Prenses Elizabeth ve George V Toprakları arasında uzanan 3500 kilometrelik kıyıda daha önce bilinmeyen geniş düzlükleri keşfetti. ‘Radyo-eko sondajı’ teknolojisi sayesinde yapılan araştırmalarda, buzun altında düz ve geniş alanların varlığı dikkat çekti.

ANTİK NEHİR SİSTEMLERİNE AİT YERLER YENİDEN GÜN YÜZÜNE ÇIKIYOR
Nature Geoscience dergisinde yayımlanan çalışmada, bu düzlüklerin 80 milyon yıl önce Avustralya ile Doğu Antarktika’nın ayrılması sırasında oluşan büyük nehir sistemlerinden kalma antik kara parçaları olduğu ifade ediliyor. Bu yüzeylerin üzeri, günümüzde yavaş hareket eden kalın bir buz tabakasıyla kaplı.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Guy Paxman, “Bu yüzeyler 30 milyon yıldan fazla bir süredir neredeyse değişmeden kalmış. Bu durum, buzun bazı alanlarda zemini aşındırmak yerine koruduğunu gösteriyor. Bu yapılar, sadece dünyamız için değil, Güneş Sistemi’ndeki diğer karasal gezegenler için de büyük bir gizem taşıyor” şeklinde belirtti.
‘ŞİMDİ DAHA NET BİR GÖRÜNTÜYE SAHİBİZ’
Newcastle Üniversitesi’nden jeofizikçi Prof. Neil Ross, bu keşfin Antarktika’nın buzul geçmişini daha iyi anlamamıza yardımcı olduğunu belirtti:
“Bu çalışma, uzun süre boyunca radar verileriyle parçalı olarak bilinen bu yüzeylerin aslında çok daha yaygın ve sistematik olduğunu gösteriyor. Bu düz alanlar, iklim geçmişi ile buz hareketi arasında daha açık bir bağ kurmamıza olanak tanıyor.”
Bu düzlükler, daha derin buz altı hendeklerle komşudur. Araştırmacılar, bu yapıların günümüzde buzun akış hızını yavaşlattığını ve bu sayede küresel ısınmanın etkilerine karşı tampon görevi gördüğünü öngörüyor.

BUZUL DAVRANIŞLARI VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARASINDAKİ BAĞ NETLEŞİYOR
Araştırmalar yalnızca yüzey şekilleriyle sınırlı kalmıyor. Bilim insanları, bu düz alanların milyonlarca yıl önceki jeolojik süreçlerle şekillenmekte olduğunu ve günümüzde buz hareketini nasıl etkilediğini anlamaya çalışıyor. Özellikle Doğu Antarktika Buz Tabakası’nın altındaki topografyanın, bu dev buz kütlesinin iklim değişikliğine karşı gücünü ve tepkisini doğrudan etkileyebilir.
Radar verilerinin detaylı bir analizinde, bu yüzeylerin deniz seviyesinin 200 ile 450 metre arasında yükseltiye sahip olduğu ve okyanusa doğru hafif eğilim gösterdiği tespit edildi. Bu da, bir zamanlar nehirler ve tektonik hareketlerle şekillenen geniş kıyı ovalarının kalıntıları olduklarına işaret ediyor.

Bu yapıların yıllar içinde korunmuş olması, Antarktika’nın buzul geçmişinde yoğun bir aşınmanın yaşanmadığını ve bazı bölgelerde buzun yer şekillerine saygılı davrandığını göstermektedir. Bu bilgiler, gelecekte EAIS’in küresel deniz seviyesine olası etkilerini tahmin etmek için geliştirilen modellerin doğruluğunu artırabilir.
BUZUN DERİNLİKLERİNDEN GELEN GİZEMLİ SİNYALLER!
Bilim insanlarının dikkatini çeken sadece yüzey şekilleri değil. ANITA (Antarktika Darbeli Geçiş Anteni) adlı deneysel sistem, buz tabakasının derinliklerinden gelen ve mevcut fizik kurallarıyla açıklanamayan radyo sinyalleri tespit etti. Nadir parçacıkları izlemek için tasarlanan bu aygıt, buzun altından gelen ve genelde gözlemlenemeyen açılardan sinyaller alıyor.
Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden astrofizikçi Dr. Stephanie Wissel, “Bu radyo dalgaları, 30 derece gibi oldukça dik bir açıdan geliyordu. Bu durum, bugüne kadar gözlemlemediğimiz ve henüz tam anlamadığımız bir fenomen olabilir. Belki de bilmediğimiz yeni parçacık türleri veya karanlık maddeyle karşılaşmış olabiliriz” dedi.
Bu bulgular, Antarktika’nın sadece jeolojik açıdan değil, kozmik araştırmalar bakımından da ne denli kıymetli bir laboratuvar olduğunu gözler önüne seriyor.

ANTARKTİKA BUZLARININ ERİMESİ DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR!
Bunun yanı sıra, bilim insanları, Antarktika’daki buz rezervlerinin tamamen erime durumunda dünya genelindeki deniz seviyesinin 56 ile 58 metre yükselebileceğini öngörmektedir. Bu, dünya çapında kıyı şehirleri ve milyonlarca insanın yaşam alanlarının tehdit altında olduğu anlamına geliyor. NASA verilerine göre, El Nino gibi okyanus olayları, Antarktika buz sahanlıklarında yıllık 25 santimetre kadar erimeye neden olabiliyor.
Ayrıca, Fransa büyüklüğünde buz kütlelerinin okyanusa sürüklendiği de gözlemlenmiş durumda. Bu, yalnızca deniz seviyesini değil, okyanus akıntılarını ve rüzgar sistemlerini de doğrudan etkilemekte. Küçük ölçekli kayıpların bile iklim üzerinde büyük tesirler yaratabildiği bu sistemde, Antarktika’nın dikkatle izlenmesi hayati önem taşımaktadır.

BUNLAR İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE YÖNELİK ALACAĞIMIZ ÖNLEMLERİ ŞEKİLLENDİREBİLİR
Özetle, Antarktika’da gerçekleştirilen bu araştırmalar, sadece bilimsel bir merak değil; aynı zamanda insanlığın geleceği açısından kritik veriler sunmaktadır. Kıtanın alttaki gizli yüzeyleri ve fizik ötesi sinyaller, doğanın geçmişi ve geleceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır.
Kıtanın yüzey yapılarının yüzyıllar boyunca nasıl korunduğunu anlamak ve günümüzdeki buz hareketlerini gözlemlemek, iklim değişikliğiyle mücadelede alacağımız önlemleri şekillendirebilir. Bilim insanları, bu bölgeye dair daha fazla veri toplayarak iklim modellerini geliştirmeyi ve Antarktika’nın geleceğini doğru bir şekilde öngörmeyi hedeflemektedir.
Daily Mail’in “Scientists make surprising discovery about what lies beneath the Antarctica Ice Sheet” başlıklı haberinden ve Nature Geoscience dergisinde yayımlanan “Extensive fluvial surfaces at the East Antarctic margin have modulated ice-sheet evolution” başlıklı bilimsel makaleden yararlanılmıştır.
“`